ANKARA
Sayın Başkanım, Türkiye de vatandaş Milletvekili seçmektedir. Ülkemizde, Milletin iradesi ile seçilen milletvekillerine dokunulmazlık ve birçok özel haklar verilmektedir. Nasıl ki; Vatandaşların dokunulmazlıkları yoksa Milletvekillerinin de dokunulmazlıkları olmamalı ve bu dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır. Vatandaş, nasıl bir haksızlık, yasa dışı ve suç işlediğinde yargılanıyorsa, Milletvekilleri de suç işlediği zaman yargılanmalıdır. Milletvekilleri, halktan üstün tutulmamalı ve halkına hizmet için seçildiği bilincini unutmamalıdır. Yeni sisteme göre, 2 yıl Milletvekilliği görevini yapan Milletvekilleri emeklilik hak etmektedirler. Bu uygulama doğru değildir. Ülkesine ve Milletine hizmet eden bir sürü üst düzey kamu görevlisi bulunmaktadır. O zaman onlarda aynı şekilde 2 yıl hizmet ederek emeklilik hak etsinler. Bu durum kamu vicdanına da uygun olmadığı gibi Türk Milletine külfet getirmektedir. Ülkemizde, Hakim, Savcı, Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı ve vatandaşlar hangi kriterlerde emekli olabiliyorlarsa, Milletvekilleri de aynı şekilde emekli olmalıdırlar. Ayrıca, bir Milletvekili, seçildiği partiden yol ayrımına girip de istifa ederse, sadece partiden değil! Milletvekilliğinden de istifa etmelidir. Yerine istifa ettiği Partinin yedek Milletvekili atanmalıdır. Bu şekilde o Partiye gönül veren vatandaşa da ihanet edilmemiş olunur. Bunun yanında seçilen milletvekili sadece kendi namına çalışarak memleketine ve insanlarına faydalı işler yapmıyorsa, o Milletvekili, Partinin Genel Başkanı tarafından istifa ettirilmeli ve yerine yine yedek milletvekili atanmalıdır. Bu sadece Milletvekilliği için değil! Belediye Başkanları için de geçerli olmalıdır. Seçilmiş bir Belediye Başkanı başka bir partiye Belediye Başkanı olarak geçmemeli, geçerse de bütün görevlerini bırakarak istifa etmeli, yerine de seçildiği partinin yedeği atanmalıdır. Bu sayede seçmenlere ve partililere de ihanet edilmemiş olunur. Ayrıca Milletvekili, Belediye Başkanı veya herhangi halk tarafından seçilen kim var ise noterden sözleşme yapılmalıdır. Aynı görevde başka bir partiye gitmeyeceğine dair taahhütte bulunulmalı ve belirli bir ücret ceza konularak partisine ve seçmenine karşı ihanet veya yanlış yaptırılmasının önüne geçilmelidir. Halkına, vatandaşına ve milletine hizmet etmeyen, Milletvekilinden Belediye Başkanına, Oda Başkanından muhtarına kadar kim olursa olsun bağlı olduğu kurum ya da başkanlık tarafından seçildiği konumu ve makamı işgal ettirilmemelidir. Ayrıca kurulan partilere hazineden yardım amaçlı yüksek tutarlarda ödenek ödenmektedir. Bu paralar halkın cebinden çıkmaktadır. Kurulan hangi parti olursa olsun hiçbir şekilde hazineden ödenek almamalıdır. Bu yüzden 3 kişi bir araya gelerek parti kurmaktadır.
Sayın Başkanım, 600 Milletvekili sayısı Türkiye’miz için çok fazladır. 81 Vilayeti ve 82 Milyon Nüfusu olan Ülkemizde 200 Milletvekili fazlasıyla yeterlidir. Türkiye’de ki, hiçbir Parti İl ve İlçe Başkanı, Oda Başkanları gibi Başkanlar, yaptıkları Başkanlık görevlerinden dolayı maaş almayarak, yaptıkları görevlerinin onurlu bir görev olduğu bilincindedirler. Milletvekilliği de onurlu bir görevdir. Türkiye de, bu onurlu görevi karşılıksız, hiçbir maaş almadan yada sadece 5.000 TL gibi rakamlara yapacak gönüllü, vatan-millet aşığı insan sayımız çok fazlasıyla mevcuttur. Milletvekili görevine ve oda başkanlarına varlıklı kişiler göreve gelsin. Milletvekillerinin almış oldukları maaşlar, günümüz asgari ücretli çalışan vatandaşlarımıza göre oldukça yüksek olup Devletimize ve Milletimize külfettir. Asgari ücretle çalışan insanlar düşünülmemektedir. Milletvekilleri ve Bakanların maaşları, biran evvel düzeltilmeli, Fakat ne yazık ki milletvekilleri bu şekilde olmadığı için seçildiği ildeki vatandaşıyla iç içe olmadığı için seçildiği ilin dertlerini bilmemekte ve dolayısıyla çözümde getirememektedir. Bu işi milletvekilleri tam anlamı ile yapsalardı hayat pahalılığı bu kadar artmayacaktı ve fırsatçıların önünü bir an önce kesilecekti.
Sayın Başkanım, Milletvekilleri de Belediye Başkanları gibi seçilmiş olduğu İl ve İlçede oturmalı, seçildiği İl ve İlçesinde ki Vatandaşına hizmet etmelidirler. İl ve İlçe de ki sorunları Ankara’ya taşımalı ve çözüm üretmelidirler. Vatandaşı, Ankara’ya ayaklarına getirmemelidirler. Kendi memleketinden olmayan birisi, başka memleketten Milletvekili olarak seçilmemelidir. Milletvekili olacak kişi bunu rant elde etmek için değil, Memleketine ve İnsanına hizmet etmek ve sorunları çözmek için bu görevi üstlenmelidir. Memleketine faydalı, insanlarına yardımcı olan ve memleketinde yatırımlar yapan, Köyünü, Kent’ini, İnsanını ve doğasını bilen, Halkı ile iç içe olan kişiler, O vilayetin vekili olmalıdırlar. İnsanlar, hizmet almak ve çözüm beklerken tepeden atama ile gelen Milletvekili zaman kaybı olup, vilayete ve o vilayette yaşayan Halka külfet olmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır.
Sayın Başkanım, Milletvekillerine ve Bakanlara tanınan haksız harcamaların ve örtülü ödeneğin acilen kaldırılması gerekmekte olup, aldıkları maaşları fazlasıyla yetmektedir. Son zamanlarda özellikle birçok il ve ilçeye kayyumlar atanmıştır. Kayyum olan kişi, zaten devletten maaş almaktadır. Duyumlarımıza göre Kayyum atanan yetkili 50.000-80.000 TL arasında kayyumluktan dolayı 2.bir maaş almaktaymış. Aldığı maaş yetmiyormuş gibi bir de kayyumluktan maaş almaktadır. Böyle bir şey var ise yüksek maaş derhal iptal edilmelidir. Bunun yanında yine duyumlarımıza göre Kızılay Başkanı başta olmak üzere yönetim ve personelleri yüksek maaşlar almaktaymış. Bu kurum hayır kurumudur. Yardım için toplanan bu kadar paraların çalışanlarına yüksek maaş vermesi ne kadar doğrudur? Milletvekillerin maaşları ortadadır. Bu işleri yapacak kişilerin öncelikle gönüllü, vatansever ve ücret beklentisi olmadan yapmalıdır. Alacaksa da asgari ücretliler göz önünde bulundurularak, belirli bir maaş almalıdır. Vatandaşlardan topladıkları yardım paralarını kimsenin böyle har vurup harman savurmasına hakkı olmamalıdır. Kim olursa olsun, Devletin tek bir kuruşunu dahi almış olsa, bunun hesabını vermelidir. Ben, Sadettin BİLGİN olarak, yıllardır Birecik Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmaktayım. Bugüne kadar tek kuruş maaş ve huzur hakkı almadan, gönüllü olarak Memleketime hizmet etmek için çalışmaktayım. Zaten Oda’nın da resmi bir maaşı bulunmamaktadır. Birecik Ticaret ve Sanayi Odası ve Birecik Organize Sanayi Bölgelerinden, Huzur hakkı almamız gerekirken, Ben ve Yönetimimdeki Müteşebbis heyetim, Huzur hakkı almayı reddettik. Aynı zamanda huzur hakkının da kaldırılması gerekmektedir. Bunu da belge imzalayarak resmileştirdik. Ayrıca, bu belgeyi de Sanayi Bakanlığı’na gönderdik. Bütün Odaların da aynısını yapmasını arzu ederim. Türkiye’de ki devlet memurları ve şahıslar Organize Sanayi Bölgelerinde ki toplantılara katılarak almış oldukları huzur hakları tamamen kaldırılmalıdır ve yüksek maaşlarda uygun seviyelere getirilmelidir. Bir Vali’nin aylık maaşı haricinde, Ay’da 2 defa yarım saat katıldığı toplantıdan dolayı 4-5 Bin TL arasında değişen para alması ne kadar doğrudur? Bu sebepten ötürü huzur haklarının kaldırılması lazımdır. Zaten Devlet’ten yeterince maaş almaktadırlar. Devlete ait bütün meslek gruplarının (hangi meslek grubu olursa olsun fark etmez) maaşlarını, bu halk cebinden ödediği vergilerle karşılamaktadır. Devletimiz, vatandaştan topladığı vergilerle, maaşları ödeyemeyince bu sefer her şeye zam yapmakta ve Halk mecburen bu yükün altında kalkmaktadır. Devletimiz her şey de tasarrufa gitmeli ve haksız ödemelerin önüne geçmelidir. Ülkemizin, ferahı, selameti, huzuru ve düzeni için bu bahsettiğim konuların uygulanması gerekmektedir.
Sayın Başkanım, Türkiye Cumhuriyeti hepimizindir. Vatandaş olarak hepimizin Devletimize sahip çıkması gerekmektedir. Yetkililerin de aynı şekilde Memleketine ve Milletine elinden geleni yapması gerekmektedir. Tarafıma gelen istek, şikayet ve talepler bunlardır. Saygılarımla bilgilerinize arz ederim.
Sadettin BİLGİN
Birecik Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı