İsrail, Mescid-i Aksa’ya baskın yapmasının ardından orada ibadet halinde bulunan Filistinli kadınlara yönelik büyük bir saldırıda bulundu. Bu hunharca saldırı, İsrail’in bölgeye uygulamış olduğu sistematik bir saldırıdır ve Filistinli tüm kesimlerin hedef alındığının açık bir göstergesidir. İnsan hakları konusunda sık sık dünya kamuoyuna mesaj veren İsrail; bu perdenin ardındaki iki yüzlü tavrını bir kez daha göstermiştir. İsrail; kadın, çocuk, yaşlı demeksizin herkesi hedef almaktadır.
Tarihindeki en büyük protestoları yaşayan işgalci İsrail, Mescid-i Aksa’yı ve Müslümanları hedef alarak gündemi değiştirmek istiyor. Saldırılardan dolayı Filistinlilerin ibadet ve yaşama hakları, Siyonistler tarafından ellerinden alınıyor. İsrail, bu saldırılar ile odak değiştirmek istiyor. İsrailli siyasetçiler, tapınak gruplarına destek vererek Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılara öncülük ediyorlar.
6-12 Nisan tarihleri arasına denk gelen Pesah Bayramı dolayısıyla Tapınak grupları uzun zamandır hazırlıklarını gerçekleştirdiler. Kurban kesme faaliyetini de barındıran Pesah için Siyonist gruplar, kurban ile Kudüs sokaklarında dolaşan ya da Aksa’da kurban adayanlara para ödülü verecek. Tapınak grupları, her sene Pesah döneminde kurban faaliyeti için Mescid-i Aksa’ya biraz daha yaklaşıyorlar. Bu durumun önüne geçilmezse, yakında Yahudi gruplar toplu olarak Mescid-i Aksa’da kurban girişiminde bulunacaktırlar.
İşgal, ribatın Mescid-i Aksa’daki köklerini kazımak ve böylece Yahudileştirme gündemini orada empoze etmek için tüm gücüyle ilerliyor. İtikâfta bulunan Filistinliler; saldırıya uğruyor, ibadet etmeleri engelleniyor ve tutuklanıyorlar.
İsrail’in gece Mescid-i Aksa’ya yaptığı saldırılar neticesinde, yüzlerce Filistinli murabıt İsrail tarafından gözaltına alındı. Yirmili yaşlardan yetmiş yaşlarına kadar olan bu insanlar, İsrail şiddetine maruz kalmakta, tutuklanmakta ve Mescid-i Aksa’dan uzaklaştırılmaktadır.
Bu saldırılar, yalnızca murabıtlarla sınırlı kalmayıp, onların ailesini de etkiliyor. Kudüs’ü savunanlar uzaklaştırılıyor.
Mescid-i Aksa, Peygamber Efendimiz’in peygamberlere imamet ettiği ve miraca yükseldiği yerdir. Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’ü asla yalnız bırakmayacağız!
Kudüs, “dönemsel ve konjonktürel heyecanlar”a kurban edilemeyecek kadar önemli ve özel bir yerdir. Sadece saldırı ve ihlaller söz konusu olduğunda onu hatırlamak, diğer zamanlardaysa yeniden kendi haline terk etmek, Müslümanlara asla yakışmaz. Kudüs, her zaman Müslümanların gündeminde olmalı.
İşgali asla ve asla normal görmemeliyiz. İşgalin karşısında yapılması gereken ve yapabileceğimiz çok şey var. İslam dünyasının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi, yapılacakların en başında geliyor. Türkiye, Kudüs ve Filistin’le ilgili inisiyatif alma noktasında en önemli ülkelerden biri. Resmi ya da sivil yollardan gayretlerin verildiği bu topraklarda, Filistin siyaset üstü bir konu haline gelmiştir. Ancak problemin büyüklüğü nedeniyle, yapılan çalışmalarda ve izlenilen güzergahta gayreti arttırmalıyız. İsrail’in Türkiye üzerindeki planlarını geçmişten dersler çıkararak düşünmeli ve İsrail ile normalleşmenin, bu Ramazan yeniden görüldüğü üzere faydadan çok zarar getirdiğini idrak etmeliyiz.
Kudüs her zaman “temel meselemiz” olarak kalacak. Tarihin de coğrafyanın da kilidi Kudüs’tür. Yaşananlardan dersler çıkarmalı ve Kudüs’ün İsrail işgalinden korunması için tüm dünyayı harekete geçirmeliyiz.
Bugün Kudüs halkı İsrail’e karşı büyük bir varoluş mücadelesi veriyor. Her türlü engellemeler ve baskılamalara rağmen, insanlar akın akın Mescid-i Aksa’ya doğru gitmekte. Bu mücadele sadece Kudüslülerin mücadelesi değil; bizlerin de mücadelesidir. Filistinli kardeşlerimizin direnişini ve mücadelesini bizler de dünyanın dört bir yanında sürdürmeliyiz.
Mescid-i Aksa’nın muhafazası ve Kudüs’ün geleceği için İsrail’e karşı olmalıyız. Mescid-i Aksa saldırı altında. Çok geç kalmadan bütün Müslümanlar birleşmeli ve harekete geçmeliyiz.
İşgalci İsrail, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya ve kutsallarımıza bu Ramazanda da vahşice saldırmaya devam ediyor. Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğü, Siyonist zulmün ve işgalin sona ermesi için yapılan tüm eylemleri desteklemek hepimizin görevidir.
Buradan kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm vicdan sahiplerine çağrıda bulunuyoruz. Bir araya gelelim ve İsrail’in kirli planlarını hep beraber bozalım! Seferber olalım. Teyakkuzda olalım. Meydanlara inelim. Hep beraber Mescid-i Aksa ve Kudüs’ümüzü yalnız bırakmayalım!
Şanlıurfa İHH ve Şanlıurfa STK’ları adına