Özenli davranmaya dikkat edilmeli
Telefonla afetzedelere ve mağdurlara ulaşarak onlarla iletişime geçmenin birçok zaman görevlilerin eylemleri arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Haydar Sur, “Bu tür iletişimde ‘Nasıl olsa beni görmüyor’ diye düşünerek özensiz davranmak büyük hatadır. İnsanın beden postürü ve duygu durumu telefonda bile olsa sesine yansır ve hattaki kişi bizim tutumumuzu bu yansımalardan anlar. Yardımımızın dokunması için bu kişilerin bize güveninin hiçbir surette bozulmamasının büyük önemi vardır. Telefon iletişiminde seçtiğimiz sözcüklerin yanı sıra ses tonumuz, sesimizin şiddeti, karşımızdakine de konuşma fırsatı tanıyıp tanımadığımız, konuşma hızımız gibi unsurların dostane ve amaca yönelik olması gerekir.” dedi.
İletişimde ortaya çıkacak engellerin farkına varılmalıdır
Deprem gibi afet durumlarında ortaya çıkabilecek iletişim engellerine de değinen Sur, “Afetzedelere ve mağdurlara hizmet veren kişiler, olabilecek iletişim engellerinin farkına varmak ve bunların üstesinden gelmek için ellerinden gelen her şeyi yapmak durumundadır.” dedi.
Çeşitli faktörler iletişimi engelleyebilir
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Haydar Sur, afet durumlarında iletişimin önünde de birtakım engeller olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Haydar Sur, bu engellerin profesyoneller ve hizmet alanlar arasındaki kültürel farklılıklar, eğitim eksikliği gibi engeller, bazen kişilerin hizmetlere erişmek için seyahat etmesi gerekince coğrafi mesafeler gibi fiziksel engeller olabileceğini kaydetti. Diğer engeller ise dil engelleri, afetzedenin ve mağdurun ağır fiziksel veya duygusal travma sonrası odaklanamamasının yarattığı engeller ve yaralanma gibi nedenlerle oluşan engeller olarak sıraladı.
Hizmet veren kişilerin yükümlülükleri var
Afetzede ve mağdurlara hizmet veren kişilerin iletişimin en doğru şekilde yürütülmesi için bazı yükümlülükleri bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Afetzedelere ve mağdurlara hizmet veren kişilerin ilişkiyi güven üstüne kurmakla, iletişim engellerini anlayıp üstesinden gelmekle, gözlem yaparak ve sorular sorarak etkili bir değerlendirmeye ulaşmakla yükümlüdür.” dedi.
Güvene dayalı iletişim kurulmalı
Afetlerden büyük kayıplar vererek çıkma veya suç mağduru olma deneyiminin geri kalan yaşamın her yönünü kaosa ve kargaşaya dönüştürecek etkiler bırakabileceğini ifade eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Bir suçun ardından mağdurlar tarafından bildirilen yaygın bir duygu, kontrolü kaybetmektir. Mağdurların mağduriyetleri üzerinde hiçbir kontrolü olmadığı için, bu çaresizlik duygusu hayatlarının diğer alanlarında da devam edebilir ve diğer insanlara ve genel olarak ceza veya çocuk adalet sistemine karşı şüphe ve güvensizlik yaratabilir. Mağdurların hayatlarının kontrolünü yeniden kazanmaya başlamaları ve yaşadıkları sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olabilecek insanlarla güvene dayalı ilişkiler geliştirmeleri önemlidir.” diye konuştu.
Mutlaka dönüş yapılmalı
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Haydar Sur, iyi bilgiye sahip olmanın ve mağdurlara faydalı, ilgili kaynaklar sağlayabilmenin, güven geliştirmede büyük önem taşıdığını vurgulayarak “Zamanında ve doğru bilgi sağlayabileceksek bunu mutlaka yapmalıyız. Bu tür bilgiler iletişim anında sağlanamıyorsa, kişiye belirli bir zaman diliminde elde etmeye çalışacağımızı ve onlara dönüş yapacağımızı bildirmeli ve bunu mutlaka yapmalıyız.” tavsiyesinde bulundu.