16 Nisan 2024 Salı
İbram çardağa geldiğinden beri, Adle kendi çardağının önünden Xaco’nun çardağını gözetlemektedir. İbram’ın çardaktan çıkıp yola düştüğünü görünce; Xaco’ya seslenir;
“‐çay kaldı mı?, gelip bir bardakta ben içeyim.”
Maksadı çay içmek değildi tabi.
Xaco;
“‐gel, gel, bende seni çağıracaktım. Çayları dolduruyorum, varsa bayram kahkesi de getir. Bizimkilerin hepsini İbram alıp götürdü.”
Adle, kahkeleri alır ve Xaco’nun çardağına gelir, iyi bir haber umuduyla!! sorar.
Adle;
“‐allah vere Necat efendi konuşup, yumuşatmıştır İbram’ı.”
Xaco;
“‐valla hiç o konuyu açmadım, kendisi de bahsetmedi. Zaten durmadı, yıkandı ve karnını doyurup gitti. Kebiye inişine kadar da depoda kalacak. ”
Adle;
“‐havalar iyice soğudu, yazlık sinemayı kapatacaklarmış, izin verirsen; Bekir bacılarıyla beraber İso’yu da götürsün sinemaya.”
Xaco;
“‐ne bılim bacım, ne söz var, ne yüzük. İbram’ın kulağına falan gider, uğraşamam. İbram bir şey demese de, élin ağzı durmaz. Bu iş usulunce olsun isteyim. Yoksa başımız ağrır. Sizde, Bizde zarar görürüz. Bunu sende istemezsin.”
Ne diyeceğini kestiremez, bir anlık sessizlikten sonra, Adle;
“‐haklısın, dikkat etmemiz lazım.”
.Çocuğun ağlama sesini duyan Xaco, İso’ya seslenir;
“‐kız o çocuğu getir, acıkmıştır,emzirecem onu.
Bunlarda büyümeyler ki! …….
Büyüyüp ne olacaksa, büyüklerin derdi daha büyük. Kız sevdiğine varamaz, oğlan sevdiğini alamaz, yoksullukta cabası. Sende Bekir’e söyle; sağda solda İbram’ı kızdıracak konuşmalar yapmasın. Kötülükleri konuşmakla, ne yazık ki kötülük bitmiyor. İyi konuşursa; karşısındakinin de kalbinde iyiliğe yer açabilir, ben böyle söyler, böyle düşünürüm.”
Adle, Xaco’nun söylediklerine hak verircesine başını sallar;
“‐doğru söylersin, iyilikleri konuşmak lazım. Kişi hepten kötü olamaz ya, mutlaka iyi bir tarafı da vardır, orayı bilmek ve oraya dokunmak gerekir.”
Adle, çayını içmiş ve kalkar çardağına yönelirken;
“‐çarşıdan birşey lazımsa söyle, Bekir erkenden gidip alsın, sinema dönüşü de getirir.”
Xaco gülümseyerek;
“‐Bekir kendine akıl, İbram’a da merhamet alsın.” Der ve gülüşürler.
.Xaco çocuğu emzirmiş, beşiğine uzatır ve uyuması için sallamaya başlar. Uyutmak için de, nenesinden ezberlediği tekerlemeyi mırıldanır:
Kın….kın…kın meşke,
Kani run e we meşke?
Kani dev e we meşke?
We kevaniye dest bışke…*
*****
.Küçük çocuk uyumuş, Xaco, kalan işlerini tamamlamak için çardaktan dışarı çıkar, hava da kararmak üzeredir. İso yemeği pişirmiş, ayran yapmış ve közdeki biberleri de alarak, sofrayı kurmaya hazırlanır. O arada çarşıya yönelen Bekir’le gözgöze gelirler.
Bekir;
“‐anan izin verseydi, seni, bacılarımla sinemaya götürecektim. Sen olmayınca bacılarımda gelmediler.”
İso, cevap vermek için etrafına bakınır, anasının temiz su getirmek için uzakta olduğunu görür;
“‐anam, élalemin sözünden, dedikodusundan korkar, başımızın belaya girmesinden korkar, zarar görmemizden korkar. Kısmet olur kavuşursak o zaman hep beraber gideriz. “Daha fazla konuşmayı sürdürmenin yersiz olduğunu anlayan, Bekir yönünü şehre çevirir, İso arkasından seslenir
“‐yarın sabah dut ağacının altında seni bekleyeceğim. Anamın siparişlerini almayı da unutma! Kendine akıl, babama da merhamet alacaktın!!”
.Dut ağacının altında, İso’nun kendisini bekleyeceğini duyan Bekir’in ayakları, adeta, bedenini havalandırmış, ama yüreğini yerde bırakmış, paramparça olmuştu. Bekir şehre ne zaman yetiştiğinin farkında olmadan kendini çarşıda bulmuştu. Sinemaya bilet almış, izlediği filmden aklında hiç birşey kalmamış bir şekilde, çardağın yolunu tutmuştu. Gece gözlerine uyku girmiyeceğini biliyordu. ‘Acaba şimdiden mi dut ağacının altında beklesem’ diye içinden geçirdi. Bu akıllıca bir hareket olmazdı. Bu yüzden mi; “kendine de akıl al” demişti İso. Ama insan sevdiğine kavuşamayacaksa, mutlu olamayacaksa, akıl ne işe yarardı ki!! Sevdiğime kavuşayım, varsın akılsız desinler.
.Çevresinde, ‘Akıllı’ denen kişiler gözünün önüne gelir, kendi kendine sorular sormaya başlar:
Nasıl akıllı olmuşlardı?
Akıllı olmak için, ne yapmak lazımdı?
Herkes akıllı değil miydi?
Okula da gitmemişim, okulda öğretiyorlar mı acaba?
İnsana en gerekli şey akıl ise; niye heryerde öğretmezler ki?
Soruların, ardı arkası gelmiyordu. En iyisi uyumaktı. Uzandı yatağına, nasıl uyuyacaktı ki? Anasından öğrendiği taktiği uyguladı, koyunları saymak:
‘Bir koyun, iki koyun, üç…….. 99 koyun, 100 koyun, yok olmuyor…..
Bir dut ağacı, iki dut ağacı, üç…….99 dut ağacı,100 dut ağacı bu da olmuyor.
Bir İso, bir İso, bir İso……….Bir İso, bir İso.’
.Anasının dürtmesiyle uyanır;
“‐oğlum al şu suyu iç, boğazın kurudu, sabaha kadar İso’yu sayıkladın durdun. Adle’nin uzattığı suyu içer;
“‐Ane, ‘senin koyunları’ iki kere 100 e kadar saydım, uykum gelmedi. Sonra İso, İso, diye diye, dalmışım”.
Adle gülümseyerek;
“‐100 tane de, İso istemeyesin bizden, bak birini bile vermiyorlar!”
“‐Ane, İso bir tanedir, hep bir, bir saydım ve kavuşacağız”.
Anası, Bekir’in öfke dolu,ağlamaklı sesinden ürkmüş, korku dolu gözlerle ve yalvaran bir edayla;
“‐Bekir oğlum, yanlış bir iş yapma, yanlış bir iş yapmayın, kendinize yazık edersiniz, bize edersiniz, akrabalarınıza edersiniz.”
Bekir;
“‐niye Aney; ‘her koyun kendi bacağından asılmay mı?’ Her fırsatta bana akıllı ol deysin ama, hiç kimse de akıllı olmak için çaba sarfetmey.”
.Bekir o hışımla, çardaktan çıkar, dut ağacına doğru gider. Belirsizlik canını sıkmakta, kendini mengeneye sıkışmış gibi görmektedir. Yardım, istedikleri ise; mengeneyi gevşetip kurtaracaklarına, daha da sıkmaktaydı!! Öyle hissediyordu. Ağaca varmış, avazını yırtarcasına bağırarak;
“‐Sevdiğime kavuşmama hiç kimse engel olamayacaaaak.”
.Ağaçta ki kuşlar, sesten ürkerek havalanırlar. Çünkü; “öfkeli insan”ın neler yaptığına, neler yapabildiğine ve neler yapabileceğine en çok onlar tanıklık etmişlerdi!!
******
Not:
*Kın….kın…kın meşke,
_ kısa…kısa….kısa tuluğ,
Kani run e we meşke?
_ hani bu tuluğun yağı?
Kani dev e we meşke?
_ hani bu tuluğun ayranı?
We kevaniye dest bışke..
_ bu hanımın eli kırıla..
*DUT AĞACI;
Birçok aşka ve aşıklara kovukluk etmiş, meyvesi ile mitolojik aşklara da konu olmuş bir ağaçtır. Hafta içinde mitolojik bir aşka konukluğunu ve hikayesini bu sayfalarda paylaşırım.
Saygılar, selamlar…….
******
…….DEVAM EDECEK……
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.